Çocukken Saul, Viyana’dan Brüksel’e Holokost’tan kaçmıştır. Kırk yıl sonra, kendine özgü ve keyifli hikâyeleri olan, 7. sanata adanmış bir şarküteri restoranının sahibidir. Travmalarını atlattığını düşünürken Hannah ile tanışır ve bir arkadaşının film projesine dâhil olur.