Kapı kapı dolaşıp insanlara ihtiyaçları olmayan şeyler satmaya çalışan Sam ve Jonathan, bizi insanlık halleri arasında absürd bir yolculuğa çıkarır. 1940’lardan bir meyhane, edepsiz bir flamenko hocası, savaşa giden İsveç Kralı Charles XII ve hakikatle fantezinin birbirine karıştığı bir dolu kesit.
Roy Andersson, Venedik’te Altın Aslan kazanan filmiyle “Yaşayanlar Üçlemesi”ne son noktayı koyuyor. Andersson’un varoluşa dair absürd anları, hareketli birer tabloyu andıran üslubuyla resmettiği bu trajikomedi, en çaresiz durumlarımızı anlatırken, kendine has ifadesiz mizahının zirvesini buluyor.