Birbirinden güzel, heyecanlı, inanılmaz filmler.
Küçük bir Amerikan kasabasında sıradan bir şarküteride yaşanan tuhaf bir olay, ergenlikten yetişkinliğe geçiş sürecindeki bir neslin hayatına derinden etki eder. Bu gençlerden bazıları banliyö kasabasını terk ederken, bazılarının hayatı cehenneme döner.
Richard Linklater’ın dünyasında başlayıp David Lynch’inkinde biten bir öykü düşünün. Tyler Taormina’nın Amerikan gençlik filmi klişelerini yerle bir ettiği Ham on Rye, endişe ve arzuyla dolu gençlik dönemini anlatırken taptaze bir damar buluyor.