Frank Beauvais, yaşadığı bir ayrılık sonrası teselliyi Alsace bölgesindeki bir köyde yalnız başına deliler gibi film izlemekte bulur. Daha sonra, bu filmlerdeki sahneleri montajlayarak, kişisel yaşamıyla dünyada olan biteni ilişkilendirdiği bir görsel-işitsel günlük ortaya koyar.
Kalp kırıklığı, sosyal izolasyon ve dünyaya dair endişeler imgelere ve kelimelere nasıl dökülür? Frank Beauvais, yıllara meydan okuyacak filminde tam da bunu yapıyor ve can alıcı soruyu soruyor: Sinema, gerçeklikten bir kaçış mı yoksa onu daha iyi anlamak için açılan bir pencere mi?