Birbirinden güzel, heyecanlı, inanılmaz filmler.
Kahire’ye sürgün edilen eski polis Fisher, distopik bir Avrupa’da piyango satıcısı cinayetlerini araştırdığı en son davasını düşünür. Gözden düşen eski akıl hocasının tartışmalı yöntemlerinden faydalanarak bir şüphelinin eylemlerini çözmeye çalışır.
Suçluların zihinlerinde büyüleyici bir yolculuğa çıkan ilk filmi de dahil, Lars von Trier’nin aşırı uçlara duyduğu ilgi tüm filmlerinde açıkça görülüyor. Eskimiş fotoğrafları ve bulanık hatıraları anımsatan sepya tonlarıyla Suç Unsuru, Avrupa’nın değişimini, hatta belki de dağılışını çağrıştırıyor.