Birbirinden güzel, heyecanlı, inanılmaz filmler.
İdealist bir Amerikalı, savaş sonrasında ABD işgali altındaki Frankfurt’ta Zentropa demiryollarında işe girer. İnsanların çeşitli şekillerde sömürmeye çalıştığı genç adam bir süre sonra kendini siyasi olarak hassas bir konumda ve komplolarla Nazi yanlılarının kol gezdiği bir girdabın içinde bulur.
Lars von Trier’nin Cannes’da tam üç ödül alan bu erken dönem filmi, yönetmenin en tuhaf ve aynı zamanda en kolay anlaşılır işleri arasında. Noir öğelerinden yaratıcı bir biçimde faydalanan Avrupa, geçmişin kabuslarında yolculuğa çıkan sarsıcı ve görsel açıdan büyüleyici bir gerilim.