Birbirinden güzel, heyecanlı, inanılmaz filmler.
1975’te bir çocuk, Angola’daki ailesine Portekiz’in ne kadar üzücü olduğundan bahseder. 2011’de Milano’da yaşlı bir adam, ilk aşkını hatırlar. 2012’de Paris’te bir adam küçük kızına hiçbir zaman düzgün bir baba olamayacağını söyler. 1977’de bir gelin, bir Wagner operasını aklından çıkaramaz.
Tabu filminin ardından çektiği bu kısa filmde Miguel Gomes, sinema tarihi ile ironik, çok hikayeli ve mektuplarla ilerleyen bir formatı birleştirerek bir kez daha ne kadar sıkı bir sinefil olduğunu kanıtlıyor. Zamanımızın en iyi yönetmenlerinden Maren Ade de kısa bir rolle karşımıza çıkıyor!