Genç bir anne, yeni doğmuş çocuğunu sokağa bırakmak zorunda kalır. Küçük Serseri, tesadüf eseri bebeği bulur, onu kanatları altına alır ve aralarında olağanüstü bir bağ gelişir. Aradan beş yıl geçer ve çocuğun annesi aniden ortaya çıkarak onların ilişkisini sarsıntıya uğratır.
Chaplin’in aynı zamanda yönetmen koltuğunda oturduğu bu ilk uzun metrajlı film, onun kendi çocuğunu kaybetmesinden izler taşıyan, hayli kişisel ve etkileyici bir hikayeye sahip. Bu unutulmaz klasik, Şarlo’nun derin hümanizmini kanıtlar nitelikte, şefkatli ve inceliklerle dolu bir hazine.