Ünlü bir bestecinin eşi, ailesini trafik kazasında kaybeder. Hayatta tek başına kalınca, eski kimliğinden sıyrılıp, tanıdığı tüm insanlardan koparak özgürlüğe ulaşacağını, yaşadığı travmayı bu şekilde atlatacağını düşünür. Ne var ki, insanlarla bağların kolayca koparılamayacağını öğrenir.

Büyük usta Kieślowski’nin 90’larda Avrupa sinemasına damga vuran üçlemesi, aradan geçen yıllara karşın günümüz Avrupasının ruh halini anlatan taptaze sinemasal gücünü hiç yitirmedi. Üçlemenin ilk halkası, özgürlük kavramı üzerine düşündürürken, muhteşem Juliette Binoche’tan da güç alıyor.